Panik Bozukluk
Korku bize tehlikeli durumlarda katkı sağlayan yaşamımızı devam ettirebilmemiz için gerekli bir duygudur. Vücudumuzda sempatik sistem adı verilen tehlikeli olaylarda sinyal veren ve sorunla savaşmak ya da bu durumdan kaçmak için sistem devreye girer. Sonra;
Hızlı nefes alıp vermeye başlarız: Bu da nefesimiz daralıyor ya da boğuluyormuş, soluğumuz kesiliyormuş gibi hissetmemize, göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissine neden olabilir.
Kalp atışlarımız hızlanır: Çarpıntı hissedebiliriz ya da kalp atımlarımızı duyumsayabiliriz.
Kan basıncımız artar ve kalbimiz özellikle kaslarımıza bol miktarda kan pompalar: Terleme, titreme ya da sarsılma, ateş basması hissederiz.
Derimize daha az kan pompalanır: Uyuşma ya da karıncalanma hissetmemize yol açabilir.
Sindirim sistemimize daha az kan pompalanır: Bulantı ya da karın ağrısı hissedebiliriz.
Kanımızdaki oksijen artar karbondioksit azalır ve beyin kan sirkülasyonu değişir. Bu durum kendimizi tuhaf ve farklı hissetmemize, kontrolümüzü kaybedebileceğimiz korkusunun oluşmasına neden olabilir. Panik bozukluk kendiliğinden düzelebilen zaman içinde kaybolan bir problem değildir. Kişinin bedensel belirtilerini olumsuz değerlendirmesinin engellenmesi, yaşadığı kaygıyı anlamlandırması, kaçınma davranışlarının bırakılması bilişsel davranışçı terapinin en önemli basamağıdır.